X
Zeynep TÜRKOĞLU

Zeynep TÜRKOĞLU

BİR ANI BİR KONU: DİSLEKSİ

Merhaba Sevgili Okurlarım:

“Bir soru bir konu” ya da “Bir anı bir konu” olarak tasarladığım bu yazı dizimde sizlerle tekrar buluşmaktan onur duyuyorum.

İlk formatımız: “Bir anı bir konu…”

Hangi yıl olduğunu hatırlamıyorum, ilkokul ikinci ya da üçüncü sınıftayım. “b” ile “d” harflerini karıştırıyorum. Teneffüsteyiz, öğretmenim masasında. Yanına yaklaştım:

“Öğretmenim artık b ile d’yi karıştırmıyorum” dedim.

 Öğretmen masası, tahtanın hemen yanındaydı.

Öğretmenim: “Tebeşiri al ve baba yaz” dedi.

Tebeşiri aldım ve gururla tahtaya “dada” yazdım: (

Öğretmenimin: “Sen bu konuda biraz daha çalış” dediğini hatırlıyorum, birde yüzümün utanç yangınını…

Biz zamanında bu sorunu nasıl aştık hatırlamıyorum. Ancak yıllar olayın “b” -“d” meselesi olmadığını bizlere gösterdi. Merak edenler için popüler adıyla disleksi değilmişim. Fakat çocuklarımızda görülen akademik zorlanmaları, dikkate almak adına bu yazımı kaleme aldım.

Popüler ismiyle disleksi olarak bilinen ancak literatürde Özgül (Özel) Öğrenme Güçlüğü, olarak tanılanan bu farklılık: Çocukların zekâ seviyeleri ve aldıkları eğitim düşünüldüğünde beklenen akademik performansın görülememesi şeklinde tanımlanır.

Örneğin çocuğumuz (erken belirtileri fark edemediğimizden) okula akademik olarak en azından yaşıtları gibi olacağı düşüncesiyle gönderilir. Herhangi bir zekâ problemi yoktur. Akranlarıyla aynı eğitimi almasına rağmen çocuğumuz bir türlü kendisinden beklenen akademik performansı gösteremez.

Bu durum karşısında şaşkına dönen ebeveynler çoğunlukla çocuklarının dikkatsiz olduğunu düşünür. “Dikkatini verse, başaracak” der. Bazıları bu durumu çocuğunun az çalışmasına bağlar.  Bazıları ise; öğretmene suç bulur. Bir grup yaşıtlarından küçük olduğuna yorar bu durumu. Aranan suçlu değişse de sonuç kolay kolay değişmemektedir.

Zamanla ebeveyn bu sorunu çok çalışmayla, özel derslerle, öğretmen değişikliği ya da sınıf tekrarı gibi yöntemlerle çözemediğini anlar. Suçlular yavaş yavaş elenir. Araştırmayı derinleştiren ebeveyn sonunda Özgül (Özel) Öğrenme Güçlüğü gerçeğiyle yüzleşir.

Literatürde Özgül ya da Özel Öğrenme Güçlüğü olarak adlandırılan bu tanı(ki tanıyı çocuk psikiyatrist uzmanları koyar) başlıca üç tür olarak karşımıza çıkar.

Çocukların bir kısmı okumada güçlük yaşar. Yaşanan güçlük disleksi olarak da adlandırılır. Disgrafi ise yazmada yaşanan güçlüğü ifade eder. Bu zorluk nedeniyle “b”ler - d’ler “m”lar-“n”lar karıştırılır.3’ler ters “E” yazılır. Diskalkuli ise temel matematik becerilerini öğrenmede yaşanan güçlüğün adıdır. Bu tür güçlüğü yaşayan çocuklar ilk başta sayı saymada akranlarına göre gecikme yaşar. Sonrasında temel işlemlerde, saatleri öğrenmede, para işlemlerinde güçlük yaşayabilmektedir.

Çocuklarımızın yaşadığı güçlük türleri değişebildiği gibi şiddeti de farklılık gösterebilir. Yani, güçlük alanlarının sadece biri görülebildiği gibi tamamı da aynı anda görülebilir.

Yapılması gereken, bu durumu mümkün olan en erken zamanda (okulöncesi dönemde) fark etmek ve bu güçlüklerle ilgili nasıl bir yol izleyeceğimizi belirlemektir.

Farkındalığımızı arttırmayı amaçlayan yeni yazılarda buluşmak ümidiyle…

Hoşça Kalın

PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×