X
Kemal GÖNEN

Kemal GÖNEN

kayseri, haber, haberler, siyaset, kemal gönen,

İTİDAL ÇAĞRISI

Aylardır gerek köşe yazılarımızda gerekse televizyon programlarında uyarıyoruz; ülkemiz açısından yaklaşan tehlikeler var uyanık ve itidalli olmalıyız diye.

Yeni bir dünya düzeni kuruluyor, adı her ne kadar konmasa da 3. Dünya savaşı fiilen başladı ve en çok içerisinde bulunduğumuz coğrafya sıkıntılı. 

Dünya geneli ve coğrafyamız bu kadar sıkıntılı günlerden geçerken ülkemizin bir şekilde karıştırılmaması, savaşa taraf olmasının sağlanmaması, bir şekilde iç karışıklıklar çıkarılarak düzenin bozulmaması düşünülemezdi. 

Maalesef bu karışıklığın fitili şehrimizden ateşlendi. Hangi etnik grup veya siyasal görüş üzerinden fitil ateşlenecek diye beklerken, uzun süredir sosyal medya ortamında kaşınan yara olan mülteci sorunu üzerinden yani Suriyeliler üzerinden patlak verdi olay. 

Uzun süredir sosyal mecralarda Suriyeli ve mülteci düşmanlığı pompalanıyor. Onlar geldi iş kalmadı. Ülkelerinden kaçtılar burada rahatlar. İş yeri açıyorlar, çalışıyorlar, evleniyorlar, hastaneler Suriyeliden geçilmiyor gibi söylemler bazı çevreler tarafından sürekli empoze ediliyor. Bu çevreler bariz şekilde milliyetçi – dini duyguları hassas olan çevreler üzerinde bir algı oluşturmaya çalışıyor. 

 6 yaşında bir kız çocuğu ister Suriyeli olsun ister başka milletten istismar edilmesi kabul edilemez. İstismarı gerçekleştiren her kimse en ağır cezayı almalıdır. Fakat şöyle de bir gerçek var ki suç şahsidir. Bir kişinin işlediği suçun cezasını annesi, babası, kardeşleri, çocukları, arkadaşları veya milleti çekemez. Suçun cezası suçu işleyene verilir. 

Olayın görüntüleri hızlı bir şekilde sosyal medyada yayıldı. Bu görüntüler yayılırken vatandaşa yakın, yıkın, ortada Suriyeli kalmasın gibi sözlerle tahrik gerçekleştirildi. Görüntülerde olayın bir tuvalette gerçekleştiği görülüyor. Şöyle bir düşünün şehrimizde tuvaletin içerisinde kamera olabilecek neresi var. Hangi umumi tuvalette veya evlerde böyle ortamlarda kamera vardır. Birisi yan tuvaletten kamera ile çekmiş diye söyleniyor. O dakikada olayın olacağını bilip elinde kamera ile hazır mı bekliyorlarmış? 

Velev ki bir şekilde bunlar gerçekleşti olayın arkasında bir komplo olmadığını varsayalım ve böyle durumlarda biraz empati yapalım. Avrupa da yaşayan birçok Türk var.  Bir Türk vatandaşı Avrupa da böyle bir olay gerçekleştirse ve aynı durumlar yaşansa, Avrupa vatandaşları da orada yaşayan bütün Türklerin evlerini, arabalarını yaksa, yıksa, onlara eziyet etse ne düşünürsünüz? Bir kişinin yaptığı olay veya suç üzerinden sizin abinizin, kardeşinizin, akrabanızın bu durumlara maruz kalmasını ister miydiniz? 

İki gündür şehrimizde özellikle gençler sığınmacı vatandaşların yoğun olarak yaşadığı mahallelere girerek ortalığı savaş alanına çeviriyorlar. Sığınmacılara ait araçları yakıp yıkıyorlar, oturdukları evleri taş yağmuruna tutuyorlar. 6 yaşında istismara uğrayan kız çocuğuna üzülen vatandaşımız içerisinde çocukların olduğu evleri, arabaları talan ediyorlar. 

Bu bir tepki, üzüntü veya protesto değil düpedüz galeyana gelme, tahrik ve vandallıktır. Türk’ün töresinde böyle pervasızca yakıp yıkma, polisine saldırma, çoluk çocuk demeden önüne gelen hedefe saldırma yoktur. 

Hükümet mülteci sorununu bir anda kucağında buldu. Elbette böyle bir sorun karşısında uygulama hataları oldu. Sığınmacılar ve mülteciler sorunu hala tam olarak bir yasal düzene kavuşmuş değil. Ama bu sorun bu şekilde yakarak, yıkarak, mültecileri sokakta döverek çözülmez. 

Olaylar şehrimizden sonra ülkemizin birçok şehrine sıçramış durumda. Sahada birçok devletin ajanı, ülkemizin düşmanları provokatörlük peşinde. Halkı galeyana getirip yakıp yıkmaya teşvik ediyorlar. 

Fetönün uslanmaz çocuklarından biri olan ve Amerika’da yaşayan Emre Uslu adındaki şahıs sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanımıza şu şekilde bir mesaj gönderiyor; 

Yarın Sinan Ateş’in davası var Ankara’da. Bugün bir el milliyetçiliğin merkezi Kayseri’de sokakları ateşe verdi. Mesajı aldın mı @RTErdoğan? 

Şimdi mesajı aldınız mı ey Kayseri ahalisi. Birileri düğmeye basıyor, sizi galeyana getiriyor, ortalığı yakıp yıktırıyor ve sizin üzerinizden iktidara ve cumhurbaşkanına mesaj gönderiyor. 

Gözlemlediğim kadarıyla özellikle 18-25 yaş aralığında gençler bu protesto veya eylemlere yoğun olarak katılıyorlar. Toplumsal olaylarda tecrübesiz bu kesim provokasyona ve yönlendirmeye açık bir kesim. Ailelere düşen böyle dönemlerde çocuklarını sokaktan çekmek, yanı başında tutmaktır. 

Bu kadar provokatör ve ajanın cirit attığı ortamda her türlü fitne çıkabilir. Sizin çocuklarınızı provoke edenler karşı taraftan birilerini de çok kolay provoke edeceklerdir. Bunun sonucunda istenmeyen durumların olması ufak bir kıvılcıma bakar. 

Vatandaş böyle durumlarda itidalli ve soğukkanlı bir şekilde polisinin, devletinin yanında olmalıdır. Aksi takdirde amacı belli olan devlet veya ajanlara hizmet etmiş olursunuz. 

“Fitne zamanlarında oturan ayaktakinden, ayaktaki yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlıdır” buyuruyor peygamberimiz (s.a.v. )

PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×