Kayserispor, son haftalarda yaşanan olaylarla bir kez daha gündeme oturdu. Ancak bu gündem başarılarla dolu değil; aksine, skandallarla bezenmiş bir tabloyu ortaya koyuyor. Taraftarından yönetimine, sahadan tribünlere kadar herkesin kendine sorması gereken bazı sorular var: Olan kime oldu? Kim zarar gördü? Bu kişisel hırsların faturası kime kesildi?
Galatasaray maçıyla ilgili tribünlerde gördüklerim beni derinden üzdü. Kayserispor atkısı takan ancak Galatasaray’ın golüyle sevinen insanlar, ne yazık ki artık sıradan bir durum haline geldi. Bu insanlar gerçekten Kayserispor taraftarı mı yoksa sadece taklit mi? Üzerinde Kayserispor formasıyla rakip takımın gollerine sevinenleri gördükçe, tribünlerdeki atmosferin ne kadar yozlaştığını fark ediyorsunuz. Ayıp, gerçekten ayıp.
Bir de stadyumun basın girişi meselesi var. Normalde sadece gazetecilerin ve stadyum görevlilerinin kullanabileceği bu kapı, şu anda tam anlamıyla yol geçen hanına dönmüş durumda. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarında kim olduğu belirsiz insanlar basın kapısından girip çıktı. Bu tablo, hem Kayserispor’un hem de şehrin itibarını zedeliyor.
Maç günü tribünlerde, sahada ve basın tribününde yaşanan kavgalar ise apayrı bir sorun. Taraftarlar arasında çıkan tartışmalar, gazetecilerin kendi aralarında bile sert diyaloglara girmesi, Kayserispor’un bugün geldiği durumu özetliyor. Hangi hırs, hangi çıkar bütün bu gerginliklere sebep oluyor?
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de sahaya atlayan “seyirciler” var. Muslera ile fotoğraf çektiren bir gencin bu gereksiz hareketi, daha büyük bir krizi tetikledi. Daha sonra onu dövmeye inenlerin de pek akıllıca hareket ettiğini söyleyemeyiz. Bu olayları görünce şehrin neden sürekli krizin eşiğinde olduğunu anlamak zor değil.
Gelelim Ali Çamlı’nın İstifasına
Kayserispor Başkanı Ali Çamlı’nın istifasını yanlış buluyorum. Bu kararın bir sinir anında alındığına inanıyorum. Kayserispor’u bu duruma getiren tek kişi Ali Çamlı değil. Taraftarın çözüm yerine tepkiyle hareket etmesi de anlaşılır değil. Ali Çamlı, göreve geldiği günden itibaren Kapalı Kale’yi destekleyen, taraftarı el üstünde tutan bir başkan olmuştur. Peki, ne değişti? Neyin pazarlığı yapılıyor?
Kayserispor, bu sorunların üstesinden ancak birlik ve beraberlikle gelebilir. Gereksiz hırsları bir kenara bırakıp şehrimizin göz bebeği olan bu takımı daha iyi yerlere taşımalıyız. Artık herkesin aynaya bakıp şu soruyu sorması gerekiyor: “Bu hırsın, bu kavganın sonunda kazanan kim olacak?”
Başka Kayserispor yok! Bu günleri de aşacağız. Ancak bunun yolu sevdamıza sahip çıkmaktan geçiyor.