X
Kemal GÖNEN

Kemal GÖNEN

kayseri, haber, haberler, siyaset, kemal gönen,

Cemaatlerin Seçime Etkisi

Maalesef ülkemizde cemaat ve tarikatlar uzun yıllardır siyasete ve seçimlere doğrudan veya dolaylı olarak etki ediyor. Yaklaşık 30-40 yıldır tabanlarını ve nüfuz ettikleri kesimin oylarını başarılı bir şekilde diledikleri partilere kanalize eden bu yapılar gün geçtikçe etkilerini de artırdılar.

90’lı yıllarda gücünü büyük ölçüde artırmaya başlayan o gün ki adı ile gülen cemaati, bu gün ki adı ile Fetö terör örgütü bu işi en organize şekilde yürüten yapı oldu. Gün geldi Dsp’yi destekledi arkasından Ak Parti, menfaatler değişince ibresini Chp’ye çevirdi.

Hatta işi o kadar ileri boyuta taşıdılar ki ülke genelinde bir parti, filanca ilde filan parti, bir başka ilçede filan aday, ülkenin başka bir bölgesinde terör destekli partiyi destekleyecek kadar bölgesel ve amaçsal oy dağılımı yaptılar. Bu dağılım çok organize bir şekilde ve kısa süreler içerinde yapılarak tüm tabanlarına ulaştı ve sonuç alındı.

Fetö terör örgütü 14-28 mayıs seçimlerinde Chp ve Kılıçdaroğlu’na desteğini sürdürürken işi o kadar ileri götürdü ki örgütün sembol firar isimleri ülkeye dönüş biletlerini sosyal medyada paylaşarak Kılıçdaroğlu’nun seçim kazanacağına olan inançlarını ortaya koyuyor ve algı oluşturmaya çalışıyorlardı.

Bu seçimde bu terör örgütü Chp’ye olan desteğini açıkça ortaya koydu. Batı illerinde Chp’ye destek verirken diğer bölgelerde farklı partilere destek verdiği görülüyor, buradaki amaç bir partinin kazanması değil iktidarın kaybetmesi.

Bu uygulama metodunu takip eden diğer tarikat ve cemaatlerde uzun yıllardır tabanlarına benzer şekilde nüfuz ederek farklı mesajlar ile; şeyh efendi rüyasında şuna oy verilmesini uygun görmüş, hocamız buna oy verilmesini tavsiye etti biçiminde telkin ve tavsiyede bulunarak tabanlarını konsolide etmeyi başarıyorlar.

Son seçimde kamuoyunda Cüppeli Ahmet Hoca olarak tanınan İsmailağa cemaatinin önderlerinden olan kişi seçimlerden önce bir paylaşımda bulunarak Cumhur İttifakı dışındaki partilere oy vermenin caiz olmadığını belirterek, Yrp ve Saadet gibi partilere oy vermenin teröristlere seçim kazandıracağı gerekçesiyle yine caiz olmayacağını belirtmiş.

Arasının açık olduğu İsmailağa cemaatinin yeni liderine seslenerek kendisinin açıklamalarına benzer açıklama yapmalarını ve Cumhur İttifakına desteklerini belirtmelerini istedi fakat beklediği açıklama gelmedi. Cüppeli Ahmet Hoca bana göre bu cevabın gelmeyeceğini bilerek bu açıklamayı yaptı, bir noktayı işaret etmek istedi.

Seçim sonuçlarını okuduğunuz zaman bu cemaatin seçimlerde ağırlıklı olarak Yeniden Refah Partisi’ni desteklediği sonucunu görebilirsiniz.  

Kamuoyunda Süleymancılar olarak bilinen bir diğer cemaat son iki genel seçimdir desteğini aleni olarak İyi Parti’ye yönelik olarak kullanmıştı. Cumhur Başkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nu destekleyen yapı bu seçimde desteğini yine Chp’den yana kullandı.

Yine güçlü cemaatlerden birisi olan menzil cemaatinde durum karışık gibi. Üç parçaya bölündüğü bilinen cemaatin bir kısmı Ak Parti’yi bir kısmı diğer partileri desteklediği söyleniyor. Cemaatin en güçlü olduğu il olan Adıyaman’da seçimi Chp’nin kazanması ayrı bir olay. Chp bile Adıyaman ilinde seçim kazanacağına ihtimal vermemiş olmalı ki ; 7 sandalyeli belediye meclis üyeliğine 4 aday yazmışlar, 5. Adayları olmadığı için bu üyelik Ak Parti’ye geçmiş.

Yukarıda anlattığımız olaylar bu yapıların siyasete ve seçimlere olan etkilerinin kamuoyuna ve kulislere yansıyan kısımlarından örnekler. Bu ve buna benzer birçok olay gerçekleşmiş kiminden bir çoğumuzun haberi dahi olmamıştır.

Fakat bu yapıların siyasete bu kadar dahil olması, seçimlere bu denli etkili olması ülke için zararlıdır. İster iktidarı desteklesin, ister muhalefete destek versin bunu yaparken din, tarikat, cemaat kisvesini kullanması doğru değildir. Bugün iktidarı desteklerken iyi, yarın muhalefete destek verdiğinde kötü demek doğru değildir. Yanlış her zaman yanlıştır.

Devlet ve hükümet bu yanlışın bedelini 17-25 Aralık olaylarında ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde ağır bir fatura ile ödemiştir. Bugün söz konusu cemaat ve yapıların desteğini arkasına alan siyasi parti ve siyasetçiler bu desteğin ve diyetin bedellerini ödemek zorunda kalacaktır.

Anket firmalarının tümü yanıldı, bir hafta öncesine baktığınızda ortada olmayan, sokakta karşılığı olmayan siyasi sonuçlar seçimde tezahür etti. Şehrimiz içinde durum aynı. Bir hafta önce yükseliş trendinde olan fakat birkaç puan oy artırması beklenen partiler 2. Parti konumuna geldi. Cemaatlerin yoğun olduğu bilinen daha önce Ak Parti’nin rekor kırdığı ve yine rekor kırması beklenen Yahyalı’da nerdeyse seçimi kazanma aşamasına geldi.

Buradan bu parti tüm oylarını cemaatlerin desteği ile aldı algısı çıkarılmasın. Bir önceki yazımda emekliler başta olmak üzere ekonomik sorunlardan dolayı oluşan tepkilerin büyük çoğunluğunun bu partiye yönlendiğini yazmıştım. Ama ilave bir destek olduğu da aşikar.

Türkiye’de bütün cemaat ve tarikatların organize biçimde hareket etmesi halinde bir partiyi iktidardan indirmesi diğer bir partiyi iktidara getirmesi maalesef muhtemel hale gelmiştir.

Geçtiğimiz aylarda bir arkadaşla cemaat ve tarikatların siyaset ve devlet bağlarını tartışırken arkadaşım sana göre bütün cemaat ve tarikatlar devlete bağlı mıdır? Diye bir soru sormuştu. Ona verdiğim cevabı bir kez de buradan tekrar ederek yazımı bitireyim ;

Evet Türkiye’de faaliyet gösteren bütün cemaat ve tarikatlar bir devlete bağımlıdır. Ya Türk devletine, ya başka bir devlete. Kime bağlı olduğunu günü geldiğinde anlarsınız.  

PAYLAŞ

DİĞER YAZILARI

×