Anadolu’muzda ve Kayserimizde Anadolu Selçuklu ve Anadolu Türk beylikleri döneminde inşa edilip günümüze kadar gelen birçok kültür mirasımız vardır. Camiler, hanlar, bedestenler, şifahaneler, medreseler bunlardan bazılarıdır.
Aynı şekilde Osmanlı ecdadımız döneminden günümüze kalan bir kısmı restore edilip toplumun hizmetine sunulan bir kısmı da restore edilip hizmete sunulmayı bekleyen eserler de vardır. Kayserimizdeki Vezir Han'ı, Gün Han, Hatuniye Medresesi, Hoca Hasan Medresesi restore edilip kültür hizmetine sunulmayı bekleyen kıymetli kültür mirasımız olan eserlerdir.
Kayserimizde bugün Sahabiye Medresesi, Hunat Medresesi gibi Selçuklu dönemi medreseleri restore edilmiş olup biraz ticaret, biraz kültür için hizmet veren kültür miraslarımızdır.
Osmanlı döneminden kalan bugün restore edilmiş ve edilmeyi bekleyen ya da restorasyonu devam eden yerlerden biri de eski Kayseri Mahallesidir. Bugün bir bölümü basın müzesi olarak değerlendirilen bu mahalle ne yazık ki başta Konya'daki Mevlana Müzesi ve çevresi gibi tarihi dokuya uygun çarşı ve kültür merkezi haline getirilememiştir. Restorasyonun uzaması, buradaki tarihi konakların hiç de kültürel tarihe uygun olmayan şekilde içkili eğlenceli butik oteller olarak hizmet vermesi, şehir, tarih ve gelecek kaygısı olan birçok insanımızı, sivil toplum ve siyasetçimizi üzmektedir.
Konuyu gündeme getiren sivil toplum temsilcilerine şehri yönetenlerin Kültür ve Turizm Bakanlığından izin almışlar biz bir şey yapamayız savunması asla inandırıcı bir savunma değildir.
Çok mu zor bu bölgeyi turistik eşyaların satıldığı çarşı ile donatmak, tarihi konakları her gün kiçikapı ve diğer yerlerdeki gibi gün boyu açık kütüphaneler haline getirmek, gençlerin cıvıl cıvıl doldurduğu sanat atölyeleri haline getirmek, her gün ayrı konaklarda ayrı ayrı paneller, yarışmalar, konferanslar yapmak.
Unutmayalım bu tarihi miraslar bizlere insanların içki içip sarhoş olup kendilerinden geçtikleri bu sayede para kazanacak yerler olsun diye miras bırakılmadı. Bize miras bırakılan kültür hazinelerimize doğru sahip çıktığımızda ne kadar sevap kazanır isek doğru sahip çıkmadığımızda da o kadar vebal ve günah kazanmış oluruz. Hiçbir bahane de bizi bu vebalden kurtaramaz. Aman dikkat.